Değerli önceki dönem baro başkanlarım,
Kıymetli meslektaşlarım,
Basınımızın kıymetli temsilcileri,
Dünya tarihinde özgürlük ve demokrasi mücadelelerinin hepsinde öncülük etmiş, insanlık onuruna yakışır bir yaşam için ‘Kölelikten Kurtuluş Bildirgesi’nden ‘İnsan Hakları Evrensel Beyannamesi’ ne kadar tüm yazılı metinlerin oluşumuna katkı koyan ve bu metinlerin ruhuna sahip çıkarak hayata geçirilmesi adına en önde bayrağı taşıyan , tarihi insanlık tarihi kadar eski ‘savunma‘ mesleğinin çok kıymetli mensupları arasındaki dayanışmanın sembolü olan avukatlar günümüz kutlu olsun.
Sadece bir itham üzerine yargılandığı sırada yargılamayı yapan kurum karşısında tarihte gerçek anlamda yapılan ilk savunma’nın mimarı Socrates’tir. Socrates ‘…bir hasta ile sanığa ,hekimlerle avukatlar , onların hısımlarından daha faydalıdır’ sözleri nedeniyle yargılanmış dava bir gün içerisinde karara bağlanmış ve hakkında verilen ölüm cezası kararı üzerine tarihe geçen şu sözleri söylemiştir;
‘Bu kadar kısa süre içinde bu kadar büyük iftiralardan kurtulmak kolay değil…Artık ayrılık zamanı geldi, yolumuza gidelim. Ben ölmeye siz yaşamaya…Hangisi daha iyi? Bunu Tanrıdan başka kimse bilemez’
Socrates’ın sözleriyle adil yargılanma hakkının en önemli unsuru olan ‘silahların eşitliği ‘ prensibine işaret etmiş ve savunmasıyla bugün demokratik hukuk sisteminin pusulası olmanın ötesinde tarihe geçmiştir. Socrates’ı yargılayanların ise adları dahi anılmamaktadır.
Avukatlar ;Yargı erkinin kurucu nitelikteki diğer unsurları Hakim ve Savcılar ile birlikte ‘Objektif Adalet’ in gerçekleştirilmesini sağlamak yanı sıra yargı sürecinde yurttaşların tek temsilci sıfatı ile yargılamanın hukuka uygun yürütülmesinin ve ‘Adil Yargılanma’ hakkının teminatı olarak yasalardan aldıkları görev ve sorumluluklarını yerine getirmektedirler. Tüm bunların ötesinde avukatlar tarihi misyonlarına sahip çıkarak Hukukun Üstünlüğü ve Hukuk Devleti mücadelesi veren kişilerdir.
Böylesine önemli bir misyona sahip olan avukatlık mesleğinin , yıllardır her 5 Nisanda dile getirilen sorunlarının çözümlenmemesi ve hatta artarak devam etmesi Devletimizin Anayasal bir ‘hukuk devleti’olma gerçekliğinin eylemsel anlamda tenakuzudur.
Ülkemizde hak arayan vatandaşlarımızın bir davada temsili veya haklarında varit soruşturma ya da kovuşturma konusu iddialar ile bu iddialara müstenit bilgi ,belgelerin erişimi yanı sıra savunma hakkını temsil etmesi için yetki verdiği biz avukatlar ; Anayasa , yasalar ve özelde Avukatlık Kanunu yok sayılarak alınan kısıtlama kararları , kısıtlama kararı olmasa dahi fiili olarak diğer yargı unsurlarının onayına tabii kılınarak ya da Kişisel Verileri Koruma Kanununun amacı dışında genişletilerek uygulanması sonucunda, yargı içerisinde varit görev ve sorumluklarımızın ifası bakımından engellenmekteyiz.
Çalışma alanlarımız olan adliyelere girişlerimizde yargının zorunlu ve eşit unsuru olduğumuz yok sayılmak ve ‘yargı protokolü’ yaratılmak suretiyle sadece avukatlar ve temsil ettiği yurttaşlara güvenlik uygulamaları getirilmiş öte yandan da adliyelerde kırmızı alanlar yaratılarak duruşma salonu, kalem, savcı yada hakim odaları gibi mesleği icra alanlarına ve yine hakim ve savcıların aksine UYAP tan dosya erişimleri kısıtlanmıştır. Bu kısıtlamalar Anayasaya, AİHS ne ve Türkiye Cumhuriyeti’ nin taraf olduğu pek çok Uluslararası Sözleşmeye aykırı olduğu gibi savunmanın görevini ifa etmesini imkansız hale getirmenin ötesinde vatandaşlarımızın savunma ve adil yargılanma hakkının açıkça ihlali ile Hukuk Devleti olma gerçekliğinin yok sayılmasıdır.
Vatandaşlarımızı temsil ettiği, vekillik görevini yaptığı dava dosyalarda; temsil ettiği tarafla özdeşleştirilerek tutuklanan, ceza alan; fiziki saldırılara maruz kalan ve hatta Mehmet Samim Geredeli , Ersin Arslan gibi hayatlarını kaybeden pek çok meslektaşımız bulunmaktadır. Avukatların uğradığı saldırılara karşı gereken önem ve ciddiyetle bir tavır alınmaması hali avukatların yaşam hakkı ve özgürlükleri için açık ve yüksek bir tehdittir. Bu baskı ve tehditler sadece avukatlara yönelik olmayıp bizatihi yurttaşların savunma ve adil yargılanma hakkına yöneliktir.
Daha mesleğin ilk adımı olan staj döneminde yargının eşit unsurları arasında farklılaşmaya yol açan avukatlık, hakimlik ve savcılık mesleklerinin kazanımı eşitlenmeli, avukat stajyerlerimizde hakim ve savcı stajyerleri gibi özlük ve sosyal güvelik hakları bakımından mesleğin onur ve vakarına yakışır bir güvenceye kavuşturulmalıdır. Bağlı çalışan meslektaşlarımızın ekonomik ve sosyal güvenlik hakları bakımından çalışma koşullarının denetiminin Barolar eli ile yürütülmesine yönelik yasal düzenlemeler yapılmalıdır. Anayasamız ve Devletimizin tarafı olduğu Uluslararası sözleşmeler gereğince teminat altına aldığı ‘Adil Yargılanma Hakkı‘ nın ve ‘Hak Arama Hürriyeti’ nin avukatlar eli ile hayata geçirildiği gerçekliği karşısında CMK. ücretlerinin ifa edilen görevin onuruna ve sarf edilen emeğe yakışır bir seviyeye çıkarılması , mesleğin ve sağlanan hizmetin kamusal niteliği dikkate alınarak artık katlanılması imkansız hale gelen vergi ve sosyal güvenlik primleri yükünün hafifletilmesine yönelik çalışmalar yapılması bir gerekliliktir. Vatandaşlarımızın eğitimde eşitlik hakkı ile eğitime erişiminin sağlanması ve buna yönelik çalışmalar yapılması Devletimizin Anayasal bir görevi olmakla birlikte ‘herkesin hukuk okuma gerekliliği gibi ‘ bir yanlış tespitle bugün mesleğimizin yaşadığı sosyal ve ekonomik problemlerinin temelinde yatan her mahalleye bir hukuk fakültesi açılması politikasından vaz geçilmelidir.
Yıllardır dile getirdiğimiz ve artık kronik hale gelen sorunlarımızın; Devletimizin ‘Hukuk Devleti’olma gerçekliğinin ve yönetenlerin ise Hukuk Devletini tüm mekanizmaları ile hayata geçirme sorumluluğunun yok sayılmayarak; demokratik bir hukuk devleti olma ölçütünün savunmanın itibarı ile doğrudan ilgili olduğunu hatırlatarak çözümlenmesini talep ediyoruz.
Tüm yaşanan bu zorluklara rağmen tarihten aldığımız misyonumuza sahip çıkarak, Hukuk Devletinin temeli ve teminatı olan Laik Cumhuriyetimizin kuruluş ilkelerine olan güçlü bağlılığımızla, hukukun üstünlüğü, yargı bağımsızlığı, demokrasi, temel hak ve özgürlükler adına savunma ve adil yargılanma hakkına yapılan her türlü müdahaleye karşı yılmadan mücadele etme kararlılığımızı bir kere daha ifade ediyor,
Meslektaşlarımızın 5 Nisan Avukatlar gününü kutluyoruz.